21 yaşında. Adana doğumlu. Yaşlı bir anne ve babadan başka
kimsesi olmayan esmer, güzel bir kızdır.
Düzce Üniversitesinde Akçakoca Meslek Yüksek okulunda II. Öğretim Dış
Ticaret 1. Sınıf öğrencisidir. Ailesinin biriktirdiği paraların tümüyle okumaya
gitmiş, orada kendine yepyeni bir hayat kuracağı hayaliyle okuluna başlamıştır.
Aldığı cesaretle daha birinci sınıftayken iyi bir şirkette staja başlamış,
gündüz işe, akşamları da okula gitmektedir. Edindiği tek arkadaşı ve
sırdaşı, sınıfından Ayşe’dir. Çalıştığı işyeri İstanbul’daki bir holdingin
yan kuruluşu olan bir şirkettir. Hayatında istediği her şeyi başardığını
düşünürken iş yerinin patronu olan Erdem beye gönlünü kaptırır. Ondan yaşça
hayli büyük ve mevki sahibi olan bu adamla yaşadığı aşkın, samimi, saf duygular
içermesini istemekte, onunla evlenecek kadar bağlanmıştır. Echer geleneklerine
göre yaşayan genç bir kız olduğu için bekaretini evleneceği adama vermek
istemektedir. Erdem’le tüm bu sebeplerden dolayı cinsel ilişkiye girse de
pişmanlık peşini bırakmaz. Yaşadığı çelişkiler ve geleceğini planlama yönünde
böyle bir pişmanlık yaşadığı için sürekli kabuslar görür hale gelmiştir. Ailesi
onu okumaya göndermesine rağmen kendisinin gönül işleriyle uğraşmasına duyduğu
pişmanlık onu ikileme sokar.
VESİLE KADIN
40’lı yaşlarda. Medyum. Eski ve bakımsız bir konakta tek başına
yaşamaktadır.. Kapkara, upuzun ve dağınık saçlara sahip bu kadın uzun boylu
olmasına rağmen kambur gibidir. Üzerinde taşıdığı çok fazla takı yüzünden
kambur olduğu söylenmektedir. Takıları ağır görünümlü ve çoğunlukla demir
parçasından ibarettir. Koca memeleri, neredeyse sırtına atacağı büyüklüktedir.
Görenlerin söylediğine göre yağlı bir vücudu vardır. Dişlektir ve tüylüdür.
Neredeyse bir erkek kadar bıyıkları vardır. İri, tek bir gözü vardır. Diğer
gözü oyuktur. Kusurlu gözünü ne bantla ne de başka bir şeyle örtme gereksinimi
duymayan bu kadının geceleri evde ne yaptığını kimse bilmemektedir. Bir ahırı
vardır. Ahırında atlarını beslediği söylenir. Ancak söz konusu atlar hiç kimse
tarafından görülmemiştir Kadının gizemli görüntüsünün ardında yatan gerçekleri
hiç kimse hiçbir zaman bilememiş, özel hayatını kimse görmediği için halk
arasında birçok efsanesi türemiştir. Baktığı fallarla geçimini sağladığı
söylenir ve namı şehirden dışarı çoktan çıkmıştır. Her zaman al bir gömlek
giydiği görülür. Kırmızıdan başka bir elbise giymeyen bu kadından korkmamak ve
etkisine girmemek neredeyse imkânsızdır.
30’lu yaşların sonundadır. İnce uzun bir yapıya sahiptir. Yakışıklı
ve Konuşkan biri değildir. Kocaman elleri ve eşeğiyle köyün odun ihtiyacını
neredeyse tek başına karşılar. Karadere köyünde doğup büyüdüğü günden bu yana
evlenmek şöyle dursun eline kız eli değmemiş, neredeyse hiç başka bir yere
gitmemiştir. Ayşe’nin uzaktan akrabasıdır. Ayşe köyüne bağlı olduğu için çoğu
zaman ona kız baksa da kimse onu istememiştir. Köyün yaşlı kadınları da ona aş
pişirir. Müzmin bekarlığı onu sus pus, içe kapanık biri yapmıştır. Ancak
şefkatlidir. Karıncayı incitmeyen bir şefkate sahiptir. Hayatta, komşusu Hacı
Berre teyze ve Ayşe dışında kimsesi yoktur.
Yorumlar